Hani bir insana benzetseniz, bakıp bakıp seyre dalacağınız
bir çam ağacı. Göz kararıyla boyu 27-28 metre. Dalları aşağıdan yukarı doğru
kısalan ve darlaşan bir yapıya sahip. Hani resim defterlerine çizdiğimiz uzun,
filinta gibi çam ağaçları var ya.
Hah ondan!
Akşamları odama kadar uzanan zarif dalları, gecenin serin
havasını odama buyur ederken; sallanan dal sesleri de yer yer bir filme fon
sesi; yer yer de okumalarım sırasında bir nokta, bir ünlem kadar yerli yerinde.
Bazen mahallenin veletleri çam ağacına yumup, saklambaç oynuyorlar. Sobelenen hırsını çam ağacını tekmeleyerek alıyor. He ağaca bir şey olduğu yok; ama tekmelemesinler istiyorum. “Lann” diye bağırıyorum, camdan “Tamam yeea Yasin Abi” diyorlar. Yağmur yağınca sevgili çam ağacının altında bekleyip bir sigara içip eve geçiyorum. Sigara içmeme kızıyor. Sinirli sinirli dallarını oynatıyor. Söndürüp eve gidiyorum. Bahçeye ektiğimiz 4 yeni çam ağacını kolaçan ediyorum. “İnşallah büyünce senin gibi olurlar” diyorum. Bi tanesine üzülüyorum, hafiften sararıyor.
Bazen mahallenin veletleri çam ağacına yumup, saklambaç oynuyorlar. Sobelenen hırsını çam ağacını tekmeleyerek alıyor. He ağaca bir şey olduğu yok; ama tekmelemesinler istiyorum. “Lann” diye bağırıyorum, camdan “Tamam yeea Yasin Abi” diyorlar. Yağmur yağınca sevgili çam ağacının altında bekleyip bir sigara içip eve geçiyorum. Sigara içmeme kızıyor. Sinirli sinirli dallarını oynatıyor. Söndürüp eve gidiyorum. Bahçeye ektiğimiz 4 yeni çam ağacını kolaçan ediyorum. “İnşallah büyünce senin gibi olurlar” diyorum. Bi tanesine üzülüyorum, hafiften sararıyor.
Çok ıslanınca eve gidiyorum. Camı açıp derin bir nefes
alasım geliyor. Pencereye yaklaşıyorum. 25 metrekilik zarif çam ağacı,
şımarıklığa veriyor. Dallarında biriktirdiği su damlalarını, gerilip gerilip
bazen ben tam pencereden "Oh be toprak kokusu" derken yüzüme
fırlatıyor. Gülüp, teşekkür ediyorum.
Sonra uyuyorum.
Sabah 7.30’da evden çıkıp bizim olmayan karşı komşunun o
zarif çamının ara sokağa savurduğu ne kadar hava varsa ciğerlerime yüklüyorum.
“Akşam görüşürüz sevgili çam ağacı” diyorum...