19 Ağustos 2011 Cuma

40 adetlik kav kibrit kutusunun içinden yanmamış olanını seçebilmek

''Bence bütün mesele o 40 adetlik kav kibrit kutusunun içinden yanmamış olanını seçebilmek; ama aslolan yanmış olanı o kutuya tekrar koymamaktır!..''

*Ben insan ayırıyorum hatta bazen kayırıyorum…

*Gece yolcusu gündüz yolcusundan daha entelektüel; fakat daha bir kederli...

*Metrobüsteyim. Aslında o an metrobüsteydim. Yine abanarak bindiler, şoförün iki arkasındaki tekli koltuğa oturdum. Önce şişman ve çirkin kadının, kendisine göre zayıf ve yakışıklı kocasına nasıl yer kaptığına şahit oldum! Sonra o kocanın karısına yediği ''ekmek arası tavuk'' yüzünden ''sen de çok masraf oldun'' demesine... Masraf! Kadın ezilerek cevap vermeye çalıştı. Herif, ''evde ekmek var mı'' dedi. ''Yok''u hesaplanmış bir soruydu! Kadın, ‘’işten çıkar çıkmaz yanına gelmemi isteyince…’’ dedi. Herif, kadının ağzına gazete kağıtlarını sokarcasına, tıkarcasına aşağılamaya devam etti. Metrobüsten indiler, herif üç dört adım önden giderken, kadın olağan gücüyle ona yetişmeye çalışıyordu…

*Bu defa sağımdan bir yakarma sesi geldi. Otuzlu yaslarında,  fönü bozulmuş kestane rengi dalgalı saçları, dudağının çevresinde belli belirsiz duran kırmızı ruj izi ve iyi temizlenmemiş makyaj kalıntılarıyla bile ''buradayım'' derken; etrafındaki erkek insanın ''ne iş'' bakışlarına ''hadi lan'' demeyi de ihmal etmiyordu. Belki de aldırmıyordu.

Bir derdi, bir sıkıntısı var, telefonun tuşlarına basışından, etli dudaklarını ısırmasından ve tabii dolmuş gibi bakan gözlerinden belliydi. Telefondaki sesi katlanarak dinlediği telefon ile kulağı arasındaki mesafeden anlaşılıyordu.

Yine ''yanık ruh'' kokusu geliyordu burnuma...

Kadın ''adam sapık çıktı'' dedi!!! Tekrarı olmadı bu cümlenin, yanıldım sandım; ama hemcinslerimin yavşakça bakışlarıyla teyit edildi duyduklarım.

Kadın 'Rıfat abi' diye seslendiği herife gelip kendisini alması için tüm çaresizliğiyle ''hadi be Rıfat abi'' diyordu. Diyordu ama… Telefondaki sesin niyeti kadının yüzünden ve çaresizliğinden okunuyordu. Bir süre sonra. ''Bakarız abi, bakarız abi'' -ses tam burada titrek ve kısık çıkıyordu-. Kadının yüzünde mâhkum ifadesi belirdi! ''Tamam kalırım; ama 2 gece sadece'' dedi. Gözü, gözüme değdi. Utandım. Evet ben pür dikkat kadını dinliyordum…

Bir süre etrafta kadına bakan heriflerin gözlerine baktım uzun uzun…

Kadın bir telefon daha etti, bu kez bir kadındı aradığı kişi ve onda kalmak istiyordu. Telefondaki kadın kendisinde kalabileceğini söylemiş olacaktı ki, minnet cümleleri dolaşıyordu etrafta. Ancak minnet cümlelerinin sonu koşullu cümlelerle bitti, Otobüsteki kadın, ‘’Ben Rıfat hayvanını ikna edersem, gelebilirim Sezen, öyle bir kaçtımki paramı bile almaktan vazgeçtim’’ dedi… Uzunçayır durağına geldik, indim, saat 02.43’tü hızlı adımlarla merdiveni inmeye çalışırken benden daha acelesi olanlar taksilere binip uzaklaştılar.

Taksi beklemeye koyuldum. Şöyle bir döndüm. Kadın sağımdaydı. Gözüm, gözüne değdi. Tebessüm etti. Nereye gidecektiniz diye sormakla sormamak arasında kalırken o bezmiş bir ses tonuyla ‘’sigaran var mı’’ dedi. Sustum, sigara paketini uzattım, o da ince parmaklarıyla içinden bir sigara alıp paketi geri uzattı.’’Nereden diyemem’’, ‘’ne iş yapıyorsun’’ diyemem cevap verse şaşıramam’’ en iyisi yine susmak... O susmadı. Sen ‘’bir hayli iyi bir dinleyicisin’’ dedi.

Ben, ‘’laf soktu yok yok, konuşmak istedi’’ diye düşünürken biraz daha yaklaştı. Alttan alırcasına ‘’iyi bir buluşma değildi sanırım’’ dedim. Hiç mi hiç durmadan, ‘’genelde iyi olmaz’’ dedi.

Bir şey yapmalıydım. Rıfat denen herifin arabasına binmek zorunda olmamalıydı, en azından benimle karşılaştığı için ‘’şimdilik’’ böyle olmamalıydı… Bu kadının en azından bu gece istemediği bir adamla yatmasını istemiyordum, hatta pezevenkliğini devletin yaptığı genel evlerdeki kadınlar da dahil kimse istemediği bir varlıkla uyumamalıydı. -Ne yazık ki bu kimseler hep kadın-

Kadın sigarasını yakmak için küçük el çantasına baktı, ceplerime bakındım, ben kibrit kutusunu uzatırken; kadın, ‘’ben eskortum’’ dedi. Ben de başımı sallayarak farkında olduğumu belirttim. Anlamamış gibi yapıp ‘’nasıl’’olduğunu sorunca metrobüste fazlasıyla dikkat çektiğini söyledim.

Kadın yeni aldığım ve içinden sadece bir tane çöpü kullandığım kirbit kutusunun içinden birini seçti. Denedi yanmadı, bir daha denedi, yanmadı… Kirbitin ucunu ışığa doğru tuttu, ‘’halbuki yeni aldım’’ diye fısıldadım, ‘’sen çeksen yanık çıkar mıydı’’ dedi.

Fısıldamaya devam ettim, ‘’Bence bütün mesele o 40 adetlik kav kibrit kutusunun içinden yanmamış olanını seçebilmek; ama aslolan yanmış olanı o kutuya tekrar koymamaktır!..’’

Utana, sıkıla yanlış anlaşılma korkusuyla yanıp tutuşan dilim tüm cesaretini topladı, elim cebimden çıkardığı kağıt parayı başka bir taksiye binsin diye uzattı… Kadın ‘niye’’ der gibi baktı, dilim hiç  çekinmeden, ‘’en azından bugün istemediğin bir adamla yatmazsın’’ dedi. Kadın durağa yanaşan taksilerden birini göstererek ‘’ az sonra damlar benimki en azından bu geceyi atlatsam kafi’’ dedi. Durakta sıralanan taksilerden birine bindi. Yaz sıcağında bindiği taksinin camını kapattı!..


4 yorum:

Barika dedi ki...

çok iyi olmuş, eline sağlık... bi de okurken bu kadar burulmasaydım iyiydi. ama amaç buysa, olmuş, tamam :)

ysnbzdmr dedi ki...

şans işte...

Bayan İK dedi ki...

çok güzel tamam mı!

ysnbzdmr dedi ki...

çok temiz yorum, bayan mikrop...

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...