14 Haziran 2013 Cuma

31 Mayıs 2013/ Taksim, Gezi Parkı Direnişçilerinin Anısına


"...

Onlar ki toprakta karınca, 
                                   suda balık, 
                                                havada kuş kadar 
                                                             çokturlar; 
korkak, 
            cesur, 
                     câhil, 
                             hakîm 
                                      ve çocukturlar 
ve kahreden 
                 yaratan ki onlardır, 

destânımızda yalnız onların mâceraları vardır..." 

Nazım Hikmet

31 Mayıs gecesi başlayan direnişte; öldürülen, yaralanan, dövülen, sağ kalmayı başaran tüm umutlu çocuklara, o güzel çocukların analarına, babalarına, onları yalnız bırakmayan arkadaşlarına, kapısını açan, kapısını açmaktan korkmayan insanlara...

12 Haziran 2013 Çarşamba

2013 Polis Meslek Yüksek Okulları Sınav Sorusu

Sizce bu fotoğrafta dumanı tüten kaç gaz bombası vardır?


Gezi Parkı Olayları/Taksim/11 Haziran 2013 

Foto: AFP

11 Haziran 2013 Salı

Adalet Sarayı

Adaletin sarayı mı olur, lan! Ya da saraylı kafasıyla adalet mi dağıtılır!




*İstanbul "Adalet Sarayı"nda Gezi Parkı müdahalesini protesto eden avukatlara polisin tavrı.

10 Haziran 2013 Pazartesi

“O kadar ölmedik”

Ölüm x kişi sayısı = Değer

Günlerdir sokakta, vapurda, yolda, çay bahçesinde insanlarla konuşuyorum. “Sahi sence Gezi Parkı’nda neler oluyor?” dediğimde, aldığım cevaplar içimi ürpertiyor.

-Saçma, gereksiz. 
(Gerçekten böyle mi düşünüyorsun!)

-Hep PKK’lılar var. 
(Evet var, Kemalistler de var, İslamcılar da var, Atesistler de var, Ermeniler de var, Yunanlılar da var Amerikalılar da var.)

-Ülkeyi bölmek isteyenler var. 
(Kimilerine göre 29 Ekim 1923’ten beri var.)

-O barikatlar niye, polise niye taş atılıyor, otobüsleri neden yakıyorlar? 
 (Bu kısmı bir hayli uzun ve sokak eylemlerinin temeline inilmesi gereken bir durum. Meraklısına anlatıyoruz. Anarşizm nedir, bankalara neden saldırıyorlar, otobüsler niye yakılıyor, psikolojik baskı nedir, niteliksiz eylemcinin zararları nelerdir?..)

-Polisle konuşulsaydı, bunlar olmazdı? 
(Konuşuldu. Çadırları yakıp, sessizce oturan kalabalığa biber gazı sıkıldı. Hatırladın mı kırmızılı kadını. Yok Kırmızı Başlıklı Kız değil ya!..)

Önce bir kısmına hiç de istemeyerek bir şeyleri anlatmaya çalıştıksa da, sürekli bir şeyleri anlatmanın verdiği yorgunlukla artık üzülerek dinlemeye koyulduk.

Zira bir parkı, ağacı korumanın, ağacı koruyana destek olmanın bedelinin ölüm olması kimilerine göre hiç abartılacak bir şey değil.



Yani TTB'nin 6 Haziran'da açıkladığı rakamlara göre 13 ilde; 4859 kişinin yaralanması, 3 kişinin hayatını kaybetmesi. 48'inin ağır yaralı olması. 1 kişinin dalağının alınması, 10 kişinin gözünü kaybetmesi. Yine Kızılay'da atılan gaz bombaları sonucu bir temizlik işçisinin kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmesi hiç mi hiç abartılacak şeyler değil.

Çünkü biz daha bazılarına göre daha "o kadar ölmedik" Yeterince ölmedik, yeteri sayıda ölmedik. Yani en az bir 50 kişinin ölmesi gerekiyor, öyle her gün bir bir ölsek de kabul etmezler. Birden 50’mizin ölmesi lazım. Gerçi arkamızdan gene “Bir ağaç için ölünür mü” diyenler olacak, “Hatta boku bokuna öldü” diyenler de olacak. Ama niye öldüğümüzü, biz gibilerin niye öldüğünün en güzel cevabını TV’de -hangi güzel akıllı kadının söylediğini şuan hatırlayamıyorum, affola- “Biz ağaçları korumaktan çok o ağaçları koruyan insanları korumak için gittik” derken verdi.


LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...