21 Ekim 2012 Pazar
Satır Başlarından XII: Fol var la fol var!
Saat 23:48, günlerden pazar. Doktor doğru söyle, bir tek ben mi çalışıyorum hâlâ?
Bir reklam ajansına iş görüşmesine gitmiştim. Stajyerlik için. Yazar bir ağabeyle görüştüm. Konuştuk. Sevgilim olup olmadığını sordu. Var dedim. ‘Günde kaç kez mesajlaşıyorsunuz’ dedi. Sustum. Niye reklamcı olmak istediğimi sordu. ‘Hayallerimi gerçekleştirmek için!’ dedim. Güldü. ‘Takım elbiseyle olmaz, yarın spor giyin gel’ dedi. 08/2009
Yürüyorum. Nasıl yürüdüğümü, ne çabuk vardığımı kestiremeden yürüyorum. Ayak seslerimi dahi duymuyorum.
Ağaoğlu, Maslak 1453'ün reklam metni bir fıkradan ibaret. 'Bu değil, bu değil, bu bizim köyden değil!..'
Ofisin tuvaletindeyken kendini Taksim'de işaretleyen bir stajyer düşünün. Şimdi bırakın gitsin.
Kurbanın, kurban etme gücüne sahip olanı koruyacağına, kutsayacağına daha ne kadar inanılacak.
Barda oturmuş. Konuşuyoruz. ‘Böyle böyle’ diyorum arkadaşım. ‘Olum daha ortada fol yok, yumurta yok diyo’ ciddiyetle. Ben öyle hevesle anlatırken; yüzüme yapma der gibi bakıyor. ‘Fol var la, fol var’ diyorum, sonra ara ara cümle bozumlarında, yolda, yineliyorum. 'Fol var la, fol var!’
benlisendekisenlesenlibendekiben.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
keyifli bir yazı olmuş
yol güzel ondan
yol güzel derken ?
3. paragraf...
stajeryerlik zor ama daha zoru ise o sorulara yanıt vermekmiş evet: )
kolaylıklar diliyorum
cicileydi'ye: stajyerlerime mi, bana mı?:)
Yorum Gönder